Pandemi Sürecini Nasıl Atlatıyorsun?

çene koruyucu maskeler, maskelerimiz 🙂

Tarihler 14 Mart 2020 idi. Şu an takvime bakıyorum. 1 Mayıs 2021. Karantinadayız.

Evlere kapandık. Şaşırdık. Bocaladık. Hoşlandık. Sıkıldık. Hobilere boğulduk. Olumlu taraflarını fark ettik. Sevindik. Boğazımız ağrıdı. Korktuk. Meyveyi sebzeyi şişeyi konserveyi foşur foşur yıkadık balkonda. Maske taktık. Maskeden yıldık. Çok sıkıldık. Çok korktuk. Depresyona girdik. Kişisel geliştik. Özledik. Hasret kaldık. Hastalandık. İyileştik. Haberler aldık. Sevindik, üzüldük. Kahrolduk. İşsiz kaldık. İşlerimiz açıldı. Kapandı. Çok kaybettik. Az kazandık. Kişisel mesafeyi fark ettik. Tokalaşmanın, sürekli öpüşmenin gereksizliğini anladık. Yakınlarımıza sarılmanın kıymetini anladık. En basit aktivitenin, özgürlüğün kıymetini anladık. Yaz geldi. Biraz saldık. Dışarı attık kendimizi, açık havada buluştuk. Biraz denize girdik. Biraz güneşe selam ettik. Biraz unuttuk.

Havalar soğudu. Rakamlar azalmadı. Rakamlar arttı. Rakamlar çok arttı. Evlere kapandık. Hatırladık. Korktuk. Maskeden yıldık. Hasret kaldık. İşlerimiz azaldı. Tanıdıklarda covid duymaya başladık. Tanıdıklardan ölüm haberleri aldık. Kahrolduk. Konu komşudan korktuk. Paranoyak olduk. Ellerimiz kolonyalanmaktan kağıt gibi oldu.

Okuduk, yazdık. Kendimizi tanıdık. Sabrettik. Sabrediyoruz. Sabrı öğrendik. Yavaşlamayı öğrendik. Olana teslim olmayı öğrendik. Her şeyi yönetemediğimizi fark ettik. Şükrettik. Gözümüz açıldı. Görmediklerimizi görür olduk. Hissetmediklerimizi fark eder olduk. Zaman kavramı değişti.

Sinirlendik, tepki verdik. Haksızlıklara tahammül edemedik. Eşitsizliğe canımız sıkıldı. Elimizden geldiğince destek olduk ihtiyacı olana. Bir olduğumuzu fark ettik, birbirimize nasıl da muhtaç olduğumuza.

Süreç devam ediyor. Daha ne kadar devam edecek, kestiremiyoruz. Biraz alıştık, bir yanımız da hiç alışamadı. Eskiyi unuttuk, bir daha asla eskisi gibi olmayacağını kabullendik. Yeniden özgür olduğumuzda bugünleri, öğrendiklerimizi, şükretmemiz gerekenleri unutur muyuz, sorguluyoruz. İnsan evladı, belli olmaz. Umarım unutmayız, umarım öğrenmekteyizdir.

İstediğin saatte istediğin günde istediğin yere gidebilmek, bir arkadaşınla gönül rahatlığıyla oturup çay kahve içip dertleşebilmek, işine gücüne bakmak, seyahat etmek, grip olmaktan korkmamak ve daha bir sürü şey.

Bu süreçte online koçluk, online yin yoga ve online meditasyon hizmetlerim devam etti, ediyor. Sürecin getirdiği depresif alanlara da hizmet ediyor bu çalışmalar, üstelik ben de bir yandan iyileşiyorum danışanlarımla, öğrencilerimle birlikte, ne mutlu.

Bu süreçte zorlanmaktaysan ve koçluk desteği, yoga, meditasyon gibi disiplinlerin sana iyi geleceğini düşünüyorsan lütfen iletişime geç. Bu süreçte destek olabilmek adına ödeme kolaylıkları da mümkün. Lütfen bana yaz.

mümkün mertebe kaç doğaya, gözlerini kapa. #meditasyon

Buraya kadar okuduysan, sana pandemi sürecinde kurduğumuz Atölye Mudita’yı da tanıştırayım. Web sitesi burada, instagram sayfası ise burada.

Bu süreçte özellikle meditasyon gerçekten faydalı oluyor. Sakinleşmek, gevşemek, anda kalmak, teslim olmak, huzurlu olmak, zihni dinlendirmek adına.

Her türlü bilgi için bana ulaşabilirsin.

Bu Yaşadığım Tükenmişlik Sendromu mu?

2018 yılına girmemize bir kaç gün kaldı. Beğensek de beğenmesek de kapitalist bir sistemin içerisinde yaşıyoruz. En asgari, en insani ihtiyaçlarımızı bile parayla karşılayabildiğimiz bir sistem oturmuş, bizi de içerisinde çiğneyip duruyor. Büyük şehirlerde yaşayan bizler,  örneğin İstanbul gibi bir metropolde yaşanan altyapı sorunlarıyla yaşam kalitemizden de ödün vermekteyiz.

Sabah dokuz akşam yedi ofislerde yoğun çalışmalar, ofise varabilmek ve eve dönebilmek için trafikte 1-2 saat geçirmek… Tıka basa dolu minibüsler, metrobüsler, otobüslerde sinirli, yorgun, tahammülsüz insanlarla, sinirli, yorgun ve tahammülsüz şekilde ite kaka, asık suratlarla geçirilen günler, aylar, yıllar.

Kış gelir kışın ağırlığı, yaz gelir yazın rehaveti derken bazen kendimizi 8-10 saat uyusak da yorgun, sevdiğimiz insanların arasında bile mutsuz, olur olmadık yerlerde sinirli, boşluk bulduğumuzda amaçsız, adeta tükenmiş hissederiz.

Depresyona mı girdik, çıktık mı, normal mi, bana özgü mü, hasta mıyım acaba diye sorgularız kendimizi. Son zamanlarda yeni bir tanım daha girdi hayatımıza: Tükenmişlik Sendromu.

Nedir Bu Tükenmişlik Sendromu?

Kendimi tükenmiş gibi hissediyorum, kesin tükenmişlik sendromuna girdim gibi kolay çıkarımlarda bulunmayalım. Hastalık hastası olmaya, her duruma bir ad koymaya gerek yok.

Tükenmişlik Sendromu kavramı, ilk kez 1974 yılında Herbert Freudenberger tarafından “başarısız olma, enerjinin azalması veya tatmin edilmeyen istekler sonucunda bireyin iç kaynaklarında hissettiği tükenme durumu” şeklinde tanımlanmış. Günümüzde tükenmişliğin kabul gören tanımı, Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI)’ni de geliştirmiş olan Christina Maslach tarafından yapılmış.

Maslach, tükenmişliği, “iş dolayısıyla insanlarla yoğun bir ilişki içerisinde olan bireylerde görülen duygusal tükenme, olaylara duyarsızlaşma ve  başarısızlık hissi” olarak tanımlamış.

Tükenmişlik fiziksel olarak hafif belirtiler şeklinde kendisini gösteriyor:  yorgunluk hissi, baş ağrısı, uyuşukluk, uyku bozuklukları gibi. Devamında geçmeyen soğuk algınlıkları, hastalıklara karşı direncin azalması, kilo kaybı veya ekstra kilo alımı, solunum güçlüğü, genel ağrılar, bağırsak hastalıkları, yüksek tansiyon, kolesterol, kas gerilmeleri, kalp çarpıntısı  oluşmaya başlayabilir. Bu ve benzeri rahatsızlıklardan uzun süreli şikayet edilmesi durumunda bir uzmana danışılabilir.

TRT Haber’in makalesine göre, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayriye Elbi, tükenmişlik sendromuna karşı iyi uyuyarak, düzenli beslenerek, egzersiz yaparak ve dinlenmeye zaman ayırarak önlem alınabileceğini bildirmiş.

Kısa dönemler olarak bıkmış hissedebiliyoruz, devam edemeyecek gibi oluyoruz bazen. Zor uyanabiliyoruz, işe ya da hobimize doğru hareket ederken bile isteksiz olabiliyoruz. Amaçsız hissedebiliyoruz, kimseleri görmek istemediğimiz zamanlar olabiliyor. Bu kısa süreli duygu durum değişiklikleri hemen sizi panikletmesin lütfen. Bunları hepimiz yaşıyoruz, yalnız değiliz. Fakat uzun sürmesi ve içinden çıkılamaz hal alması elbette vücudunuzun ve ruhunuzun size imdat çağrısı da olabilir. Ona iyi kulak verin.

Bu şekilde bir tanı konduysa size, bir psikolog gördüyseniz ve size uyku, beslenme, egzersiz, dinlenme önerilerinde bulunulduysa, bir yaşam koçu olarak bu sürecinize eşlik edebilir, disipline girmenize destek olabilirim.

Lütfen iletişime geçin, birlikte üzerimizdeki şu tükenmişlik tozlarını üfleyip atalım.