Nazik Bir Dikkat: Mindfulness!

Sağlıklı yaşamla, meditasyonla ve benzer disiplinlerle ilgiliysen, karşına özellikle son zamanlarda çok fazla çıkmakta olan bir tanım şüphesiz: Mindfulness.

Nedir bu mindfulness dendiğinde de genelde “bilinçli farkındalık” şeklinde açıklanıyor, dilimize çevriliyor. Buna tepkiler de, bilinçsiz farkındalık mı olur ki, gibi oluyor. Şahsi fikrim şu, yaşanan deneyimin içinde ne kadar bilinçli olduğumuz esas konu olduğundan, bilinçli olmanın altı çizilsin diye böyle bir çeviriye başvurulmuş olabilir.

Ben nacizane, bazı okumalarda da karşıma çıkan, “nazik bir dikkat” ifadesini daha açıklayıcı buluyorum mindfulness için. Ancak bu da tam olarak yeterli olmayabiliyor tabii derin manasını kavramak için. O zaman yerim varken burada açıklayayım kendi kelimelerimle.

Hayatta çoğu zaman otomatik pilotta yaşıyoruz. Ne demek bu? Sabah kalkıyoruz, otomatik olarak banyoya gidiyoruz, ihtiyacımızı gideriyoruz, elimizi yüzümüzü yıkıyoruz, oradan mutfağa, kahvaltı, sonra diş fırçalama, giyinme, evden çıkma vs. Bunları yaparken ne yaptığımızın ne kadar farkındayız? Genelde zihin hep bir yerlerde. Ya geçmişle ilgili bir düşünceye takılmış durumda, ya gelecekle ilgili… Ya hala çok uykumuz olduğunu, işe gitmek istemediğimizi, keşke biraz daha uyuyabilseydik’leri, ya da evden çıktıktan sonra otobüsü kaçırmasak bari’leri, iş yerinde bugün neler olacağını düşünüyoruz. O anda yaptığımız diş fırçalama, kahvaltıda yediğimiz zeytinin tadı ve aslında sağlıklı bir güne uyanmış olduğumuzun şükrü kesinlikle ilgi alanımıza girmiyor, otomatik bir şekilde, neredeyse bir robot gibi, gerekenleri yapıp evden çıkıyoruz. Ofise varana kadar hangi yollardan geçtiğimizin de çok farkında değiliz, öyle değil mi? Ya da aç mıyız, sırtımız mı ağrıyor? Kendimize, bedenimize de çok kulak vermiyoruz. Ve gün bu şekilde devam ediyor, uzatmaya gerek yok.

Dikkatimiz dağınık, zihnimiz bulanık. Elbette sebeplerimiz var, modern şehir yaşamı, yoğun tempo, yetişememek gibi. Ancak bunların hiçbiri anda ne yapıyor olduğumuzun farkında olabileceğimiz gerçeğini değiştirmiyor ve buna engel değil.

İçinde bulunduğumuz anda, çevremizde olup bitene – sesler, görüntüler, kokular, hava… – ve bizde olup bitene – somut hareketlerimiz, bedenimiz ve duygu durumumuz – dikkat edebiliriz. O zaman da fark etmeye başlarız bir şeyleri.

Dikkat, biraz sivri bir sözcük gibi gelir bana. Dikkat et! uyarısı can sıkar aslında. Dikkatimizi odaklamak, dikkat kesilmek gerekiyorsa, bunun için hoşlanmadığımız bir çaba sarfederiz genelde. “Nazik” bir dikkat deme sebebim buydu.

Meditasyon yapanlar bilirler, meditasyon anında gözlerimiz kapalı, nefesimize odaklanmışken zihnimiz mutlaka bir yerlere kaçar. Nefesimizi takip etmeyi ya da anda kalmayı unutup, meditasyon bitince yapacağımız yemeği ya da meditasyona oturmadan önce yaptığımız telefon konuşmasını düşünürken buluruz kendimizi. Böyle durumlarda zihnimizin bir yerlere gittiğini fark etmemiz, bununla savaşmadan, kendimizi yargılamadan, o düşünceyi bir bulutmuş gibi gönderip nazikçe nefesimize odaklanmaya geri dönmemiz önerilir. İşte mindfulness. Bunu sadece meditasyon esnasında yapmamız gerekmiyor. Yaşadığımız her an kıymetli. Yediğimiz yemeğin hakkını vermemiz çok güzel olmaz mı, belki on beş dakika sürecek bir yemek esnasında başka hiçbir şeyle ilgilenmemek, cep telefonu, televizyon, gazete, müzik gibi bir dış etkenle onu bölmemek, sadece yemek yiyor olmak ve o yemeğin tadını, kokusunu, bize hissettirdiklerini fark etmek, zihnimizi sadece onunla meşgul etmek. Dikkati yemeğe vermek. Müzik dinliyorsak, sadece müzik dinleyerek, o esnada ödevimizi yapmadan, başkasıyla konuşmadan, evi toplamadan, oturarak, ya da belki dans ederek, sadece müziğin notalarına, temposuna, bizde hissettirdiklerine odaklanmak, kendini bırakmak… Dişlerimizi fırçalıyorsak macunun tadını sevip sevmediğimizi düşünmek, dişlerimizi incelemek aynada, diş etlerimiz acıyorsa, kanıyorsa, ya da tam tersi sağlıklıysa, güzelce parıldıyorsa bunu fark etmek. Aynadaki sana gülümsemek, belki bir göz kırpmak. Dışarıda hava güzelse yürüyüş esnasında etraftaki detayları fark edip şükretmek.

İşte mindfulness. İşte bilinçli farkındalık, nazik dikkat. Bu dikkati kendi nefesine, kendi bedenine ve o anda deneyimlediğin dış etmene vermek sadece. Bunu hayatımızda bir disiplin haline getirebilmek için düzenli olarak meditasyona zaman ayırabilirsin. Daha sonra tüm hayatına yayarsın. Fena mı olur?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir