Biz Ekmekle Büyüdük
Çocukluğumuzdan itibaren ekmeğin faydalı bir şey olduğunu duyduk. Kahvaltılarda dilim dilim tükettik beyaz undan yapılmış beyaz ekmeği. Üzerine yağ sürdük, bal sürdük, peynir koyduk, zeytin koyduk, domates koyduk, sandviçler yaptık yedik. Öğlen ve akşam yemeklerinde ekmek yemezsek yemeğin bizi tutmayacağını söyledi hep annelerimiz. Pilav makarna gibi yiyecekler yiyorsak mümkün mertebe ekmek yemedik ama bazısı “ben pilav makarna mantı ile bile ekmek yerim” diye övündü durdu. Ekmek temel besin kaynağı olarak alışılagelmiş bir besin. Dinimizce de ekmeğe hep hürmet edilir.
Paket Ürünler
Paket ürünlerin arttığı ve bizim sorgulamadan, “yaşasın kolay tüketilen, çeşit anlamında zengin pek çok yeni ürün, haydı hepsini tüketelim” dediğimiz dönemde kepekli ekmek çıkageldi. Sonra tost ekmeği şeklinde çeşitli tahıllı ekmekler sofralarımızda yerini buldu. Kepekli ekmeğin daha az kalorili olduğu söylendi, tadını çok sevmesek de “diyet yapıyoruz” adı altında bu ekmeği tüketir olduk. Tahıllı ekmekler daha lezzetliydi, tost, sandviç de yapıyor, akşam yemeklerinde normal ekmeğin yerine de tüketiyorduk.
Sonra paket ürünlerin içindeki koruyucu maddeler konusu çıktı ortaya. Bir yandan da kepekli ekmeğin aslında çok da faydalı olmadığı, eksik bir besin olduğu tartışmaları çıktı.
Hiç mi Yemeyelim?
Geldiğimiz son nokta hiç ekmek tüketmemek ile tüketilecekse ekşi maya ile yapılmış ekmeği tüketmek noktası.
Şimdi gidelim en başa. Beyaz unla yapılan ekmeğin sorunu ne? Beyaz ekmek üretmek için buğday tanesinin vitamin ve minerallerden zengin olan “ruşeym” kısmı (tohum özü) ile koruyucu kalkanı “kepeği” ayrıştırılıyor. Buğdaydan geriye nişasta-karbonhidrat yüklü, posadan, vitamin ve mineralden fakirleşmiş kısmı kalıyor. Posa neredeyse hiç kalmıyor. Yoğun rafinasyon işlemleri ile buğday öğütüldükçe öğütülüyor, nihayette un son derece küçük partiküller haline geliyor. Partikül çapı küçülünce beyaz un tıpkı rafine şeker gibi hızla emilip, kana aşırı hızlı biçimde giriyor. Sonuçta kan şekerinde ani dalgalanmalar, pankreastan aşırı insülin şarjları ve kanda önce hiperinsülinemi sonra da “insülin direnci” dediğimiz tablolar ortaya çıkıyor. İnsülin direnci bir süre sonra fazla kilo ve obeziteye, şeker hastalığına, damar sertliğine, hipertansiyona davetiye çıkaran metabolik bir bozukluk.
Ayrıca ekmeklerin içine aşırı miktarda rafine tuz ve yumuşaklığını artırmak, raf ömrünü uzatmak amacıyla bizim için toksik olan birçok kimyasal madde ekleniyor. Çok fazla olmasa da karbonhidrata ihtiyacımız var, nasıl yapacağız o zaman derseniz, doğal ve sağlıklı karbonhidratlar buğdayın kendisinde, bulgurda, fasulyede, mercimekte, sebzelerde, meyvelerde ve bütün kuruyemişlerde bulunuyor, illa ekmek yememiz gerekmiyor.
Gelelim ekmekteki mayaya. Mayalı ekmek yediğimiz zaman, sindirim kanallarımızı, maya ile bağırsaklarımızdaki mikroflora arasında geçen bir savaş alanına çeviriyormuşuz meğer . Kabızlık, şişkinlik ve sindirim sistemi hastalıkları, çoğu zaman maya kullanılarak yapılan ekmek ve benzeri rafine un ürünlerinin çok fazla tüketilmesi üzerine ortaya çıkıyor ne yazık ki.
Ekşi mayalı ekmeklerin glisemik indeksi düşük oluyor. Az yesek de doyuyoruz. Kan şekerimiz hızla yükselmiyor ve uzun süre tok kalıyoruz. Ekşi mayada pek çok aktif bakteri mantar kültürleri mevcut imiş, yani probiyotik özelliği var. Ekşi maya ile yapılmış ekmek çok geç bayatlıyor bu arada. Ekşi mayalı ekmeğin bildirilen bir diğer önemli yararı ise ekşi maya içerisindeki “fitat” oluşumunun normal ekmek mayası ile hazırlanan ekmeğe göre yaklaşık yarı yarıya azalması. Fitat tam tahılın yanı sıra bakliyat, yemişler ve yemeklik tohum yağları içerisinde de bulunan ve besinlerin içindeki vücut için yararlı kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum, mangan ve çinko gibi minerallere kuvvetle bağlanarak onların vücuda emilimini engelleyen bir madde imiş.
Gelelim tahılın kendisine. Vitamin açısından zengin buğday özü, “tam buğday” ekmeğinde bulunuyor. İçerdiği posa sayesinde midede tokluk hissi yaratan tam buğday ekmeği, kalori açısından da beyaz ekmeğe oranla daha az. Aynı zamanda içerdiği düşük glisemik indeks ile kan şekerini de dengeleyecek özellikte.
Ben en çok ekşi mayalı çavdar ekmeği tüketiyorum. Buğday unu ve çavdar ununun karıştırılarak üretildiği bu ekmek aslında tahıllar içindeki en koyu renkli, en çok çözünür lif içeren ve en doyurucu ekmek oluyor. Yine insülin direncini ve diyabet riskini azaltıcı bir özelliğe sahip.
Tam tahıllı ekmekler de, paket ürün değilse faydalı. Buğday unu, tam buğday unu ve bunların karışımına mısır, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, darı gibi tahılların eklenmesiyle üretilen ekmek çeşidi, tam tahıllı oluyor. Tam tahıllı ekmek de sindirim problemlerine, kalp ve damar hastalıklarına iyi gelen sağlıklı ekmeklerden biri diyebiliriz.
Siyez unlu ekmekler de tercih edilebilir. Buğdayın en doğal hali olan siyez, buğday taş değirmenlerde çok fazla işlem görmeden, kabukları fazla ayıklanmadan elde edildiği için A , B ve E vitamininden zengindir. Mideden bağırsaklara geçişi hızlı olmadığı için de, düşük glisemik indekslidir ve kan şekerini yavaş yükseltir. Siyez bulguru da bulursanız kaçırmayın derim.
Son olarak glutene deyinelim. Gluten, başta buğday olmak üzere çavdar, arpa, yulaf gibi bazı tahıllarda bulunan bir protein grubudur. Gluten olmadan ekmek mayalanmaz ve kabarmaz. Bazı insanların glutene karşı özel bir hassasiyeti vardır. Çölyak hastası yani gluten alerjisi bulunan kişiler glutenli gıdaları sindiremez, zamanla ince bağırsaklarındaki besin emilimi bozulur. Gluten alerjisi olduğu tespit edilen kişiler gluten içeren her tür gıdadan kesinlikle uzak durmalıdır. Alternatif glutensiz ürünler tercih etmelidir. Glutensiz ekmek üreten yerler de var, illa ekmek tüketilecekse ve gluten intoleransı varsa mutlaka bu ürünler aranmalı.
Ben İstanbul Halk Ekmek’in ekşi mayalı tam buğday ekmeğini beğeniyorum. İstanbul Halk Ekmek’in glutensiz ürünleri de mevcut.
Bunun yanı sıra, başka postlarımda da belirttiğim 240derece.com ‘un ekmeklerinden de çok memnunum. En çok tükettiğim çavdar unu ve çavdar ekşi mayası kullandıkları ekmekleri.
En çok tükettiğim derken, kafalar karışmasın. Ben sabah kahvaltılarında bir dilim ekşi mayalı ekmek tüketiyorum. Gün içinde bir daha ekmek tüketmiyorum. Bazen kahvaltılarda da ekmek yerine çiğ ceviz ve iç badem tüketiyorum bir avuç. Ekmek çok tükettiğim bir besin değil ama hayatımdan tam olarak da çıkarmadım. Size de tavsiye edeceğim budur, sağlıklı bir yaşam için günde en fazla bir dilim yeterli olacaktır.
Umarım bu konudaki soru işaretlerini giderebilmişimdir. Afiyetler olsun.
Sağlıklı yaşam koçluğuna ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız lütfen benimle iletişime geçin, birlikte güzel bir yol alalım.